“Merhaba arkadaşlar, yazıma hoş geldiniz. Bugün sizlere ailelerin YouTube’de karşılaştığı sıkıntılardan bahsedeceğim.”
YouTube kanallarının “ilk adımı” haline gelen bu cümle yapısını duyunca aklınıza neler geliyor? Kimisi yüzbinlerce takipçisi olan, çektiği ilginç videoları milyonlarca kez tıklanan “trend” ama bir o kadar da anlamsız YouTube kanalları mı? Kanalına abone çekmek adına türlü rezilliklerin altına imza atan gençler mi?
Benim aklıma ise ihmal edilmeye başlanan bir nesil geliyor.
Belli bir yaşa gelmiş insanların ağzından bu cümleyi duymaya alıştık. Ancak okul öncesi dönemdeki veya okula yeni başlamış çocuklar da “arkadaşlar kanalıma hoş geldiniz” diyerek YouTube’ye atılmaya başladı.
Hatta 10 abone kazandığı için balkondan atlayan(!), abone kazanamadığı için ağlayan, ailesine sınıfta kaldığını söyleyip şaka yaptığını düşünen çocukları görmek de mümkün. Tabii bu saydıklarım “tecrübesiz” şekilde hareket eden, donanımlı aygıtlar kullanmayan çocukların videoları…
Bir de aldığı pahalı hediye kutularını “sürpriz” şekilde açıp tanıtan, yeni kıyafetler deneyen hatta makyaj yapan çocukların olduğu birçok kanal mevcut YouTube’de.
Peki bu çocuklar bu kanalları nasıl açıyor?
Günün yorgunluğu ardından çocuğuyla zaman geçirmek yerine, çocuğunun kendisinden uzakta oyalanmasının kendisi için daha rahat olacağını düşünen veya çocuğunun ısrarına dayanamayan ebeveynler, çocuklarına YouTube kanalları açıyor. Hatta çocuğun abone sayısına bağlı artan mutluluğu için eşe dosta link yollayıp “abone kasıyor”. Gün içinde sık sık paylaşılan videolara girerek izlenme sayısını artıran aileler de var elbette.
Maalesef, çocuklara verilen bu mutluluğun sahte ve sanal olduğunun farkında bile değiller…
Bu saydığım kısım, kameranın önünde olan durum. Bir de bunun ekran karşısında bu videoları izleyen çocukların yaşadıkları var.
İzledikleri videolardaki çocukların hayatlarına özenen, giydiklerini giymek, yaptıklarını yapmak isteyen çocuklar… Sokakta oynayıp doya doya gezip tozması gerekirken, yaşıtı bir başka çocuğun nasıl oynadığını izleyen bir çocuk, hayal dünyasını ne kadar geliştirebilir ki?
Hayranı olduğu bir YouTuberin yapacağı bir anlamsız davranışın, onların zihnine nasıl yansıyacağının yorumunu sizlere bırakıyorum.
Bir salgın haline gelen YouTube Çocukları sorununda kamera önündeki çocuklar da, ekran karşısındaki “arkadaşları” da mağdur olabiliyor anlayacağınız. Tüm çocuk içerikleri suçlu demiyorum elbette.
Ancak ailelere çocukların izlemesinden önce, içeriklerin dikkatle izlenmesi, çocuğun ihmal ve istismarı kapsamında değerlendirilebilecek videoların izletilmemesini tavsiye ediyorum.
Çocuklar artık sokaktaki tehlikelerden de büyük bir tehlike karşısında… Zira sokakta ihmal ve istismar durumu oluşturan tehlikeler şimdi herkesin evinde, elinde hatta cebinde…
Bu tehlikeler karşısında hem ailelerin bilinçlendirilmesi adına çalışmalar yapılmasını hem de çocukların sosyal medya okuryazarlığı konusunda eğitimler alması gerekiyor. Ayrıca çocukların ekran başına takılıp kalmaması adına da özellikle yerel yönetimlerin “güvenli sokak oyunları alanı” oluşturması gerektiğini düşünüyorum.
Çocuklarımız bizim geleceğimiz. Geleceğimizi korumamız dileğiyle…
MUSTAFA KEKİLLİ
SOSYAL HİZMET UZMANI