BAĞLAYAN İSTİSMAR
Bireyler yaşamlarına başladıkları günden ölümlerine kadar hayatlarında belirleyici olan bir
faktör vardır; bağlanma kavramı. Bowlby’ nin kuramına göre bebeklikten itibaren bağlanma
gelişmektedir, ilk üç yıl güvenli bağlanma için çok önemlidir; bunun yanı sıra ergenlikte aile
ile olan bağlar zayıflamaktadır, yetişkinlikte ve yaşlılıkta ise bağlanma etkisini oldukça
göstermektedir. Bağlanma kuramları incelendiğinde üç bağlanma stili ortaya çıkmaktadır:
Güvenli bağlanma, Kaygılı-Kararsız bağlanma ve Kaygılı-Kaçınan bağlanma ortaya çıkmıştır.
Güvenli bağlanan bireylerin sosyal açıdan özgüvenli, girişken, ilişki kurmaya açık olduğu
görülmektedir. Kaygılı-Kararsız bağlanan bireylerde ise terk edilme ve yalnızlık korkusu ve
özgüvensizlik görüldüğü söylenebilir. Bunun yanı sıra Kaygılı-Kaçınan bireylerde sosyal
açıdan baskılanma, yakın ilişkilerden kaçınma, kendini açmaya karşı rahatsızlık hissi
bulunduğu söylenebilir.
Çocukluk ve ergenlik döneminde istismara maruz kalan bireylerde kaygılı-kararsız ve
kaygılı-kaçınan bağlanma görülmektedir. Bireyler çocuklukta örselendikleri ve ergenlikte bu
durum devam ettiğinden; benlik saygısında örselenmemiş bireylere oranla azalma, saplantılı
düşünmede artış, ilişkisel depresyon oldukça sık rastlanan bulgular halinde karşımıza
çıkmaktadır.
Toplum etkisi ve bireylerin kendini açamaması sebebi ile istismara karşı bireyler baskılanmış
bu sebeple kimseye anlatmayan bireyler duygularını daha az dışa vuran bireylere dönüşmüş
olabilirler. İntihara teşebbüs, akranlar arasında ve iletişimde zorluk da bireylerin yaşadığı bazı
diğer zorluklar olabilmektedir. Bireylerin bağlanma stilleri göz önüne alındığında güvenli
bağlanma ile negatif korelasyon, kaygılı-kararsız bağlanma ve kaygılı-kaçınan bağlanma ile
ise pozitif korelasyon görülmektedir.
İstismara uğrayan bireylerdeki cinsiyet dağılımına bakıldığında (benlik saygısı ve ilişkisel
depresyon açısından) ; kadın bireylerde erkek bireylere oranla benlik saygısında daha ileri
düzeyde bir azalma görülmektedir, erkek bireylerin ise ilişkisel depresyon puanları kadın
bireylerinkinden yüksek olduğu görülmektedir.
Sonuç olarak çocukluk ve ergenlik döneminde örselenmiş bireylerin bağlanma stillerinde
güvenli bağlanma sağlandığını söylemek yanlış olur. Bireylerin hayatları boyunca bağlanma
stillerinin etkisinde olacakları göz önünde bulundurulduğunda; istismara uğrayan bireylerin
yetişkinlikte, ilişkilerinde, evliliklerinde, özellikle iletişimde zorluklar yaşayabileceklerini
düşünüyorum. Bireylerin ikili ilişkilerinde iletişimsizlik veya şiddete karşı susma eğilimi
olduğu da söylenebilir, bununla birlikte şiddet gören bireylerin şiddet görmeyenlere oranla
şiddet uygulamaya daha meyilli olduğunu da alanda yapılan bazı çalışmalar belirtmektedir bu
nedenle bireyler ilerleyen yaşantılarında şiddete maruz kalan yerine şiddet öznesine de

BAĞLAYAN İSTİSMAR
Asıl olması gereken ise bireylerin fiziksel, duygusal ya da sözlü şiddete maruz kaldıklarında
yetkili mercilere ulaşmasını sağlayabilmek olduğunu düşünüyorum, bu mercilere direk
ulaşmasını sağlayamıyor ise iletişime geçebileceği bireylerin farkında olup destek
alabilmesini ve haklarını kullanabilmesini sağlamak olmalıdır. İlkokul ya da ortaokul
çağındaki bir çocuk bu duruma maruz kaldığında ailesine, rehber öğretmenine, hastane veya
polise başvurabilmeli, toplum baskısı ve akran zorbalığı yaşaması önlenmelidir, çocuk gerekli
koruma altına alınmalıdır.

 

ECEM GÜNAL

Kaynakça
1- https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/115119
2- https://www.tavsiyeediyorum.com/makale_1610.htm
3-
https://web.b.ebscohost.com/abstract?direct=true&profile=ehost&scope=site&authtype=crawler
&jrnl=1302597X&AN=20193366&h=Vw6IlyQfuJ20yGac1x7R0KlsLuJHiUGX6VbA0p4oL%2bURpAHY
H1jWeYEUffPIcvYpLhBODmjUrluX8TD7%2bMacww%3d%3d&crl=c&resultNs=AdminWebAuth&res
ultLocal=ErrCrlNotAuth&crlhashurl=login.aspx%3fdirect%3dtrue%26profile%3dehost%26scope%3
dsite%26authtype%3dcrawler%26jrnl%3d1302597X%26AN%3d20193366
4- file:///C:/Users/eccee/Downloads/576-1150-1-SM.pdf
5-
http://acikerisim.deu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/20.500.12397/7033/306477.pdf?sequ
ence=1&isAllowed=y
6-
https://openaccess.biruni.edu.tr/xmlui/handle/20.500.12445/108#sthash.oXh9fath.wk6lw259.dp
bs

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şunlar da hoşunuza gidebilir

SOSYAL HİZMET MÜDAHALE PLANI ÖRNEĞİ-1

PLANLI DEĞİŞİM SÜRECİ GRUP ÇALIŞMASI RAPORU   KURUMU   : Çocuk Koruma İlk…

SOSYAL İNCELEME RAPORU ÖRNEĞİ-KURGUSU

  KURUMU                  : Q Çocuk Evleri  Sitesi Müdürlüğü                                      (Q İli Çocuk…

5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu

5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu, korunma ihtiyacı olan ya da çeşitli sebeplerden…

ÇOCUKLARIMIZIN FOTOĞRAFLARINI NEDEN PAYLAŞMAMALIYIZ?

  Yeni doğmuş bir bebeğin fotoğrafı, yürüyen, uyuyan-uyumayan, yemek yiyen-yemeyen çocukların fotoğrafları…