İnsan en çok dinlenilmek istiyor. Ne konuşmak ne de sadece dinlemek… Eğer konuşmak yeterli olsaydı kendi kendine konuşan herkes onanma duygusunu yaşar ve başka birileriyle dertleşmeye gerek kalmazdı.

 

Sizi siz olduğunuz için seven, sizi olduğunuz gibi kabul eden ve anlattıklarınızı can kulağıyla dinleyen birinin yanında bu yüzden hafifliyorsunuzdur. En çok dinlenilmeye ihtiyacımız var. Anlattıkça azalan dertler, paylaştıkça çoğalan neşelerin zamanla bize gerçeği gösterdiğinden bellidir bu.

 

Psiko-terapide de bu böyledir. Sosyal hizmet uzmanlarında, aile danışmanlığında, klinik psikologlarda, hatta tıp doktorlarında da benzer vakalar görülmektedir. Karşınıza gelen kişi anne olsun, çocuk olsun, öğretmen olsun, ebeveyn olsun konuştuklarının yanında dinlenilmeye de ihtiyacı vardır. Bu durumlara örnek olarak çeşitli obsesif kompulsif bozukluklar verilebilir.

 

Engelli bakım merkezinde deneyim kazanmış olan meslektaşlarımız bilirler ki belirli zamanlarda, belirli aralıklarla hizmet sunduğunuz bireyler ile mesleki görüşme yaparsınız. Tabi bireysel görüşme ve sosyal inceleme raporlarının hazırlanışından, bireysel görüşmenin nasıl ve ne amaçla yapıldığını burada açıklamayacağız. Bu noktaların eğitimini almış sosyal hizmet uzmanları, diğer meslek elemanları aldıkları eğitimin de getirisiyle çok faydalı noktalardan bilgi sahibidirler. Şu an için hedef kitlemiz engelli bakım merkezi nedir? Nasıl bir yerdir? Henüz deneyimlememiş olan meslek arkadaşlarımıza, meslektaş olma yolunda ilerleyen öğrenci arkadaşlarımıza da buraların ne kadar önemli olduğunu ve buralarda çalışmanın nasıl bir duygu olduğunu anlatmaya çalışacağız. Her neyse… Ben de ilgimi en çok çeken konulardan biri olan engelli bakım merkezlerinde bir dönem mesleki çalışmalarda bulundum.

 

Sayıca kalabalık bir kuruluştu ve ilk aşamada sadece hizmet alan bireylerin isimlerini öğrenmem gerekiyordu. Bir engelli bakım merkezinde çalışmaya başladıysanız, gökten düşer gibi bir anda her şeyin mükemmel olmayacağını, alışmanın zaman alacağını iyice öğreneceksiniz demektir. Bilişsel süreçleri normal düzeyde ilerleyen danışan ile mesleki görüşme yapacak olsanız öncelikle karşınızdaki kişinin güvenini sağlamak, her vakanın biricik ve tek olduğunu hissettirmek, sırlarının garanti altında olduğunun teminatını vermek gibi görevleriniz vardır. Bu süreç, normal gelişim düzeyindeki danışanlar ile bile oldukça zordur. Tabi burada danışanın danışma sürecine kendi isteğiyle mi yoksa çevresinden veya ailesinden bir istek-baskı ile mi katıldığı, danışma için en uygun olan zamanlamanın neresinde olduğu gibi pek çok etken vardır. İşler arapsaçına dönmeden önce size ulaşan danışmanınız, içinden çıkılmaz hale gelene kadar bekleyen danışanınızdan en az bir adım öndedir. Biz burada daha çok, bilişsel süreçleri ve zeka seviyelerinin normalin altında olan biricik vakalarımızdan bahsedeceğiz.

 

Bir bakım merkezine yolunuzun düşmesi şimdiye kadar başınıza gelmemiş olsa da engellilik alanında hizmet veren gündüzlü- yatılı bakım hizmeti veren kurum ve kuruluşlardan muhakkak haberiniz vardır. Eş dost- hısım akraba olmasa da bir komşunuzun yakını ya da birilerinden duyduğunuz vakalar vardır gözüyle bakıyoruz. Şöyle ki bu durumlardan biri ya da birkaçı başınıza gelmiş olsa da bu oldukça güçlü durmayı gerektiren bir süreçtir ve kabullenilmesi oldukça uzun süren bir geçiş dönemidir. En baştan alacak olursak yaşı, cinsiyeti, fiziksel durumu, sosyo-ekonomik durumu ne olursa olsun sizin ya da ailenizden birinin ‘’engelli sağlık raporuna’’ sahip olması kolayca benimsenecek bir durum değildir. Şok, inkar etme, suçlama, kabul etme ve alışma aşamaları gibi süreçlerin olması normaldir; hatta ilk üç aşamayı atlatabilmiş danışanların sayısının çoğunluğa oranla oldukça az sayıda olduğu bilinmektedir. Şu an sağlıklı olmak demek ileride demans ya da şizofreni teşhisiyle karşılaşmayacağımız anlamına gelmiyor maalesef…

Sizin değil de ailenizden birinin engelli durumunda olduğunu, kolay olmayan bu durumu bir nebze de olsa kabul ettiğinizi ve yakınınızı bir engelli bakım merkezine emanet edeceğinizi ele alalım.

 

Bu kuruluşun aynı il sınırları içinde olabileceği gibi farklı illerde de olabileceğini tabi ki hatırlatmak isteriz. Engelli sağlık raporu, mahkeme kararı gibi mecburi işlemler sonrasında ruhsal engelli yakınınızı kuruluş bakımına yerleştirdiniz.

 

Kuruluşa getirilen bireyin kuruluşa ve diğer kuruluş sakinlerine alışması, kendisinin orada olduğunu kabullenmesi içinse ayrı bir süreç başlamıştır. Öncelikle birey kuruluşa geleceğinden haberdar mıdır? Burada olmasının nedeni nedir? Nasıl bir yerdedir? Kendi düzenini burada devam ettirebilecek midir? Aklında ister istemez bir sürü soru işareti vardır ve buraya nasıl geldiğinin de etkisi çok fazladır. Rahatsızlığının farkında olan ve tedaviyi kabul eden bireyin ailesiyle gelip kuruluşa yerleşmesi bundan sonraki rehabilitasyon ve tedavi süreçlerini de olumlu yönde etkileyecektir. Bunun yanında ailesi tarafından zorla, hiçbir açıklama yapılmadan, kandırılarak- yalan söylenerek- ne düşüneceği önemsemeden getirilen bireyin yaşayacağı uyum sorunları çok daha zordur ve yeni hayatını kabullenmesi diğer bireylere oranla daha uzun süre gerektirmektedir.

Ruhsal engelli bir bireyin bilişsel yetilerinin el verdiği ölçüde mesleki çalışmaya katılım sağlaması rehabilitasyon ve tedavi süreci için oldukça önemlidir. Şöyle ki sözel iletişime kapalı, konuşma- işitme bozukluğu olan, ağır düzeyde mental retardasyon teşhisi almış bir engelli ile bireysel görüşme yapmak pek mümkün değildir. Bireyin durumu neticesiyle psikososyal görüşme yerine bireyin hareketleri gözlemlenmekte, nelerden hoşlanıp hoşlanmadığı, neleri yapabiliyor ya da yapamıyor olduğu bu gözlemlerden öğrenilmektedir. Hastalık öyküsü, kuruluş bakımından önceki hayatı hazırlanan sosyal inceleme raporlarından, varsa ailesi- vasisi ile yapılan görüşmelerden öğrenilmektedir. Böyle sözel iletişim kurulamayan engellilerin sayıca az olmadığı ilgili kurum ve kuruluşlarda çalışmalar yapan ilgili kişilerin bilgisi dahilindedir.

 

Öncelikle sözel iletişim kurabilen ve söyledikleri anlaşılır, kendisini ifade edebilen, bilinci yerinde ve engel oranının gündelik hayatını çok fazla etkilemeyen birisini ele alalım. Ruhsal engelli( şizofren, bipolar vs) teşhisiyle karşınıza gelen birey alevlenme döneminde olmasa dahi sizinle oldukça zor bir iletişim kuracaktır. Belki de iletişim kurmayı reddedecek ve sizin güven sağlamanız, karşılıklı birkaç kelime konuşacak kıvama gelmeniz aylar sürecektir. Bu nedenle engellilik alanında çalışmak diğer alanlara oranla çok daha emek ve sabır isteyen bir çalışma bütünüdür. Birey aradan geçen zamanla birlikte size güvenmeye başlamış, sizin ona olan hal ve hareketleriniz kendisini önemsediğinizi, ona yardımda bulunabileceğinizi hissettirmiş ve birey size ilk adımı atmıştır. Öncelikle yapılan bireysel görüşmelerde küçük küçük sizi sınayabilir. Güvende olup olmadığını kontrol ettiğini, gerçekten dinlenip dinlenmediğini sınamasını mesleki müdahale aşamalarında fark edebilirsiniz.

 

Gündelik hayatta yaşadığı zorluklardan şikayet edebilir, yalnız kalma, uyuyamama gibi sorunları hakkında yardım isteyebilir ya da sadece sizin halinizi hatrınızı sormak, yaptığınız gündelik sohbetler ona iyi gelebilir. Mesela hem fiziksel hem zihinsel engeli olan bir kuruluş sakinimiz her sabah aynı saatte yapılan ziyaretlerde sözel iletişim kuramasa da meslek elemanıyla duygusal bir bağ kurmuş; adını bile hatırlayamayacak bilişsel bir durumda olan birey alışkanlıkları dahilinde moral ve motivasyon sahibi olmuştur.

 

Dinlemek ve konuştuklarının dinleniyor olması da aynı sebeple insan hayatı için önemlidir. Ruhsal durumunun sadece kısa bir hal hatır sormaya tahammülü olan engelli, her gün aynı saate kuruluş meslek elemanıyla karşılaşmakta ve birkaç gün görmediğinde o kısa görüşmenin eksikliğini hissetmektedir.

 

Sonuç olarak mesleki müdahale kapsamında, görüşme odasında olsun ya da olmasın, bence en iyi psikolojik tedavi yöntemlerinden biri sayılabilecek şekilde konuşuyoruz. Anlamlı anlamsız, nedenli nedensiz, kalabalıkta ya da kendi kendimize… Eğer konuşmak kendi başına yeterli olsaydı bugün ne klinikler var olurdu ne de danışma merkezleri. İnsanoğlu kendi iç sesini duyma konusunda, çıkar yol arama aşamasında veya en basitiyle sadece dertleşme amacıyla anlatmak ister. Anlattıklarının dinlenmesini, dinleyen tarafından kendisine önem verildiğini görmek ister. Bu terapi süreci bakım merkezinde ise ağzınızdan çıkan her bir kelimeye gereğinden de fazla dikkat etmelisiniz. Sizin için belki önemli olmayan en küçük bir ayrıntı kelime, dikkatiniz haricinde olagelen jest ve mimikleriniz size mesleki olarak açılmayı başarmış danışanınızı küstürebilir, kabul ettiği mesleki görüşmeden vazgeçirebilir. Unutulmaması gereken bir başka nokta ise bakım merkezinde bireysel görüşmeyi kabul eden bir danışanın dış dünyayı yeniden anlamlandırması, diğer etkenlerin yanında, o kurum/kuruluşta çalışan meslek elemanına bağlıdır.

 

Hangi hizmet alanı olursa olsun, güven ve başarıyla…

 

Nildem DİLMEÇ TOKUR

Sosyal Hizmet Uzmanı

Aile Danışmanı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şunlar da hoşunuza gidebilir

ŞİZOFRENİ VE SOSYAL HİZMET

  1.        ŞİZOFRENİ Şizofreni, toplumun yaklaşık %1’ini etkileyen, genellikle 25 yaşından önce…

ALO 183 NEDİR?

Çocukların ihmal ve istismarı, kadına yönelik şiddet gibi konulardaki ihbarları değerlendirmek, acil…

ENGELLİ SAĞLIK RAPORLARI

Engelliler için sağlık kurulu raporu kişilerin engellilik durumlarını, engel gruplarını, engellilik tür…

REHABİLİTASYON NEDİR?

Rehabilitasyon, doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle oluşan özrü ortadan kaldırmak veya…