Ülkemizin çeşitli doğal afetler ve terörle mücadele ettiği, kadına ve çocuklara yönelik artan şiddetin canımızı yaktığı şu günlerde en çok yakındığımız durumların başında işsizlik gelmektedir. Üniversitelerde 4 senelik bir eğitimden geçen sosyal hizmet uzmanları (SHU) ise, bu sorunların çözümünde önce gelen meslek grubu olması gerekiyorken, işsizler ordusunun en önünde yer almaya başlamıştır. Bir bebeğin doğumundan, bir yaşlının vefatına kadar geçen sürenin her birinde karşımıza çıkan, doğal afetlerde halkın yanına ilk koşan, terör olaylarına kaybettiğimiz şehitlerimizin ve cefakâr gazilerimizin ailelerinin en büyük destekçisi, istismar vakalarına karşı çocukların koruyucu melekleri olan sosyal hizmet mesleğinin işsizlik sorunu ile karşı karşıya kalması herkesin düşünmesi gereken bir konu haline gelmiştir.
Meslek hayatına atılmak için can atan sosyal hizmet uzmanlarının “MUCİZE” olarak adlandırdığı sosyal hizmet müdahalesini hayata geçirecek fırsatlar bulamaması hem sosyal hizmet uzmanları hem de toplum adına büyük bir kayıptır. İşsizlikle boğuşan SHU’ların birçoğu, özellikle son birkaç senedir kamuya yapılan istihdam sayısının azalması nedeniyle asgari ücretten hallice bir ücrete yaşlı ve engelli bakım merkezlerinde çalışmaktadır. Bakım merkezi sayısının az olması ve mezun sayısının fazla olması birleşince de işsizlik ordusundaki azalma istenen düzeyde olmuyor tabii. AÇSH Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığının topluma hizmet adına yaptığı çalışmalarda en önde gelen meslek gruplarından biri olan sosyal hizmetin, kamuda istihdamı geçen sene artmaya başlasa da yeterli değildir.
Bu sene artmaya başlayan istihdamlarda ise büyük bir sorunla karşılaşmaya başladık. Bakanlıklar arasında iletişim kopukluğu ve koordinasyon eksikliği, işsizlikten bunalmış ancak KPSS puanı yüksek birçok SHU’nun kadro yakmasına itmeye başlamıştır. Aynı tarihlerde 2 farklı bakanlığın başlattığı alımlara tercih yapan yüksek puanlı SHU’ların 2 farklı bakanlığa da atandığını, birçok kadronun boş kaldığını üzülerek izledik. Bu durum hem sınırdaki SHU’ların işsizlik sürecinin uzamasın hem de kadroları boş kalan bakanlıkların hizmet kalitesinin düşmesine yol açacaktır. Diliyorum ki, bakanlıklar arasında iletişim sağlıklı şekilde kurularak açıklarla dolu olan sistem düzeltilir.
Bakanlıklar arası koordinasyonun geç kurulma ihtimalini de düşünerek tercih yapmaya hazırlanan genç meslektaşlarımıza seslenmek istiyorum. Kimimiz 6 aydır kimimiz ise 2 senedir işsizlik ile boğuşuyoruz. Almış olduğunuz yüksek puanlarınızla iş sahibi olmanızı ve 50 yılı aşkın şekildir profesyonel şekilde yapılan sosyal hizmet mesleğinin kamuda hakkıyla temsil etmenizi herkesten çok biz istiyoruz. Özellikle AÇSH Bakanlığından tebligat beklemekten sıkıldığınızın da farkındayız. Ancak, aldığımız eğitimin hak savunuculuğu ve insan hakları üzerine olduğunu, etik kavramının havada kalmasının yaratacağı sorunların neler olabileceğini aldığımız eğitimlerde gördük. Yaşadığınız işsizlik süresinin en fazla 1 ay daha süreceğini siz de biliyorsunuz. Puanı sizden birkaç puan az olan meslektaşlarımızın da iş hayatına atılmaları, sosyal hizmet mesleğinin toplumda ve kamuda hak ettiği konuma ulaşması adına “bile isteye kadro yakanlardan olmayın.”
Özellikle WhatsApp gruplarında yüksek puanlı olup da diğer yüksek puanlı olanları kadro yakmaya teşvik eden, “sistemin açığı bana ne, yakmak benim hakkım diyen”, vicdan kavramından yoksun, hak savunuculuğundan hak işgalciliğine yönelen meslektaşlarımız(!) olduğu duyumlarının sayısı artıyor. Yapacağınızı tercihlerdeki haksızlıkların, mucize olan sosyal hizmet müdahalesini uygulamak isteyen meslektaşlarımızın atanmasını engelleyeceğini yeniden hatırlatmak istiyorum.
Bir adım arkanızda atanmayı bekleyenlerin hakkını savunmanızın meslek hayatına katacağı güzelliklerin farkına varmanız dileğiyle…