Cemiyet, I. Dünya Savaşı nedeniyle cephede savaşanların çocukları ile kaybedilen topraklardan Anadolu’ya göç eden ailelerin kimsesiz ve yoksul kalan çocuklarına bakmak amacıyla 6 Mart 1917’de İstanbul’da kurulmuştur. 17 Ocak 1921 tarihli padişah iradesi ile kamu yararına çalışan bir cemiyet olarak kabul edilmiştir.
Dârüleytâmların yetersizliği üzerine dönemin zor koşullarına rağmen bu kurum ortaya çıkarılmıştır. Cemiyetin kurulduğu yıllarda savaş devam etmekteydi ve Anadolu’nun birçok yerinden çok sayıda muhtaç ve yetim çocuk İstanbul’a getirilmekteydi. Türkiye Himaye-i Etfal Cemiyeti, Nizamname-i Esasisi’nde amaçlarını; “Cemiyet evvela şehit çocuklarıyla, saniyen harp malullerinin ve harp felaketzedelerinin çocuklarıyla iştigal eder.” ve “Cemiyet, bunun haricinde alelumum etfalin himayesine ait hususat ile meşgul olur.” şeklinde açıklamaktadır. Cemiyet öncelikle şehit yetimleriyle meşgul olacağını belirtmekle birlikte, ülkenin bütün çocuklarını himaye edecek geniş bir hizmet anlayışıyla çalışmıştır. Bu yönüyle çocuğa, anneye ve aileye yönelik hizmetler sunan Cemiyet, amaçlarını gerçekleştirmek için; ana bakım evleri, aşevleri, parasız banyolar, süt damlaları, gündüz bakım evleri, poliklinikler ve ana kucakları açmıştır. Ayrıca ziyaretçi hemşire ve sıhhat rehberleri ile eğitim ve sağlık hizmeti sunarak, bebek ölümleriyle ve salgın hastalıklarla mücadele etmiş, nüfus artışına katkıda bulunmuştur. Cemiyet, çocuklar için öğrenci sofraları ve kampları düzenleyerek, çocuk bahçeleri, çocuk tiyatro ve sinemaları, çocuk kitapevleri ve okuma odaları açarak, onlara yönelik kitaplar yayınlayarak eğitim ve kültür hizmeti vermiş; çocukların hukuki haklarını koruyucu ve sosyal güvence sağlayıcı tedbirler almıştır. Çocuk himayesi kapsamında; hem çocuk hem de ailenin himayesini benimseyen Türkiye Himaye-i Etfal Cemiyeti, çocuk davasını milli bir mesele olarak ele almış, çocuk himayesini anne karnında başlatmıştır.
Cemiyetin gelir kaynakları ise üye aidatı, devlet yardımı, cemiyete ait taşınır ve taşınmaz malların gelirleri, düzenlenen etkinliklerden elde edilen gelirler, hayır kurumlarıyla paylaşılan fitre ve kurban derileri gelirleri ve halkın bağışlarından oluşmaktaydı.
Himaye-i Etfal Cemiyeti Osmanlı’dan miras kalan sosyal hizmet sunumu yapan sivil toplum örgütlerinden biri olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün desteğiyle de kısa sürede hızlı bir şekilde büyümüş ve hizmet alanını geliştirmiştir.
Himaye–i Etfal Cemiyeti, 1935 yılında “Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu” adını almıştır. 26 Kasım 1937 tarihinde Kurum, Bakanlar Kurulu’nun 1223 sayılı Kararı ile kamu yararına çalışan dernek iken, 1961’de 35 Sayılı Kanunla; idare heyetinin Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’nca atanarak yürütülmesi kabul edilmiş ve 1980 darbesi sonucu yeni bir sürece girmiştir. Bu bağlamda, 5 Mayıs 1981 tarihinde yayınlanan 51 No’lu Milli Güvenlik Kurulu Kararı ile Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu’nun genel merkezi, il merkezleri ve tüm kolları feshedilmiştir. 24 Mayıs 1983 tarih ve 2828 Sayılı Yasa ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu kabul edilerek, tüzel kişiliği olan katma bütçeli bir kuruluş haline getirilmiş, hazırlanan geçici madde gereğince Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu’nun kuruluşlarının yönetimi Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına verilmiştir. 1991 yılında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname ile Başbakanlığa bağlanan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü, bütün illerde hizmet vermeye devam etmiştir. Günümüzde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde farklı birimler olarak çocuk, yaşlı ve aileye yönelik hizmetler verilmektedir.